ovalamak ne demek?
- Ellerini bir şeye veya birbirine sürtmek
Kocası okurken gözleriyle satırları takip ediyor, elleriyle boncuk çantasını ovalıyordu.
Ö. Seyfettin - Sertçe ovmak
Sert bir havlu ile vücudunu kızartıncaya kadar ovaladı.
H. Taner - Ezmek veya ufak parçalara ayırmak.
- To scrub.
- To break sth up.
- To crumble.
- To break up.
- To crumble sth with one's fingers.
- To message.
- To knead.
- Scrub.
- To break up small.
- Crumble.
- To rub.
ovalama
- Ovalamak işi
- Masajda uygulanan ovma hareketi, friksiyon.
- Friction.
- Scrub.
ovalamamak
- (neg. form of ovalamak) rub, scrub, chafe, gall.