only ne demek?
- Sadece
- Yalnız, ancak, başlı başına
- Tek, biricik, ancak, ağırbaşlı
- Bir tek, eşsiz, biricik, yegane
- Bundan başka, yalnız, fakat
- Başhemşire vakarlı
sadece
- Yalnızca
- Sırf, yalnızca, başka bir şey bulunmaksızın
Just.
Only.
Simply.
Merely.
Exclusively.
Nothing but.
Nigh but.
Nothing else.
only by force
- Sadece şiddet yoluyla üstesinden gelinebilir
- Sadece güç kullanarak çözülebilir
- Sadece şiddet yoluyla
only child
- Kardeşi olmayan çocuk
- Tek çocuk