olgunlaşmak ne demek?
- Meyve olgun duruma gelmek.
- İnsanın bilgi, görgü ve hoşgörüsü gereği kadar gelişmiş olmak
O zamanlar hepsi de daha gençti, bugün yaşlandılar, elbette daha olgunlaştılar.
N. Ataç - Blossom.
- Mature.
- Mellow.
- Ripen.
- To ripen.
- To mature.
- To mellow.
- To become ripe / mature.
- Head.
- Maturate.
- To cut one's wisdom teeth.
olgunlaşma
- Olgunlaşmak işi.
- Tam bir şekilde farklılaşmış ve işlevsel duruma geçmiş olan ergin olma durumu; eşeysel olgunluğa erişme. Matürasyon.
- Erken evresi körpe, geç evresi kartlaşmış olarak ifade edilen bitkinin gelişim evresi, vejetasyon.
- Tam olarak farklılaşmış ve işlevsel duruma geçmiş olan ergin olma durumu, eşeysel olgunluğa erişme, matürasyon.
- Ripening.
- Vegetation.
- Maturing.
- Efflorescence.
- Elaboration.
- Maturation.
olgunlaşma aşamasındaki toplum
- Modern teknoloji kullanımı ve kitlesel üretim yönteminin yaygınlaştığı, ekonomide sanayi kesiminin ağırlıklı hale geldiği Rostowgil büyüme aşamalarının dördüncüsü.
- Society in drive to maturity stage.