olanak veren ne demek?
Permitting.
olanak vermek
Make possible, enable, admit of, permit.
olanak vermemek
Make impossible, prohibit, forbid.
veren
[veer (de) ] feather, quill; spring; ferryboat.
Türetilmiş Kelimeler (bis)
olanak vermekolanak vermemekolanak irdelemesiolanak sağlamakolanak tanımakolanakolanakçılıkolanakdışıolanaklıolanaklı bileşimlerolana aykırı koşullu önermeolanolan bitenolan olduolaola kiolabildiğinceolabildiğince çabukolabildiğince faydalanmakverenveren el, alandan üstündürveren eli herkes öperveren kimsevereni düzenleverevere verme verişvereceğini alacağına saymaverecekverecekliverver kaçver yiyeyim, ört uyuyayım gözle, canım çıkmasınveraveracious