oküler ne demek?
- Işık mikroskobunda objektif merceklerden gelen görüntüyü büyüten ve gözle bakılan mercek.
- Optik aletlerinde objektiften aldığı ışınları göze veren mercek sistemi.
- Bk. göz merceği
- Işık mikroskoplarında gözle bakılan mercek.
- Bk. gözyeri
- Gözle görebilme.
- Gözle ilgili olan.
- Göze ait.
- Ocular.
- Okular
- Oculaire
- Oculus: göz
göz merceği
- Gözün ön tarafında bulunan ve dışarıdaki cisimlerin görüntüsünün ağ tabaka üzerine düşmesini sağlayan mercek biçiminde saydam organ.
- Bir gözleme aygıtının, kullananın gözüne yakın merceği.
- İrisin ardında bulunan saydam bölge olup imgenin ağ tabaka üzerine net düşebilmesi için ışığın odak noktasını ayarlayan saydam yapı. Petek gözde her bir parçanın önünde bulunan ve saydam tabakanın değişmesi ile meydana gelmiş olan bölge.
- Göz bebeğinin arkasında, iris ile corpus vitreum arasında, pars siliyaris retinadan gelen ince ipliklerle asılı bikonveks, saydam disk biçiminde uyum sağlayan mercek, lens.
- Lens.
- Ocular.
- Viewfinder.
- Okular
- Cristallin
- Oculaire
oküler onkoserkozis
- İnsandan insana kara sineklerle taşınan Onchocerca volvulus'un neden olduğu göz enfeksiyonu.
- River blindness, ocular onchocerciases, ocular onchocerciasis.
oküler plak
- Denizkestanelerinde ambulakral bölgenin amis yakınında sonlandığı beş küçük ve deliksiz plâktan her biri.
- Deniz kestanelerinde ambulakral bölgenin anüs yakınında sonlandığı beş küçük ve deliksiz plaktan her biri.
- Ocular plate.
- Plaque oculaire
- Oculus: göz