niyaz ne demek?
Kökeni: Arapça
- Yalvarma, yakarma.
Şeyh, sonu gelmez bir ibadet ve niyaz hâlinde, gözleri kapalı, okuyor, üflüyordu.
R. H. Karay - İstek.
- Dua.
- İhtiyaç, muhtaçlık.
- Bazı tarikatlarda küçüğün büyüğe karşı olan selam, saygı ve duası.
- Arzu.
Entreaty.
Pleading.
Invocation.
Request.
Rogation.
Supplication.
niyaz eden
Supplicatory.
niyaz etmek
- Yalvarmak
- Bkz. niyaz eylemek
- Temenni etmek, ummak.
Call down.