nakil ne demek?
- Bir yerden alıp başka bir yere iletme, aktarma, taşıma, geçirme, aktarım
Boğaziçi hayatında suların ve üstündeki nakil vasıtaları olan kayık, sandal, yelkenli ve vapurların büyük ehemmiyeti vardı.
A. Ş. Hisar - Göç, taşınma
İşte, nakil masrafı da avucumda, diyerek otuz lirayı saydı.
S. M. Alus - Taşıyan, aktaran
- Geçiren.
- Anlatma, söyleme, hikâye etme.
- Bir görevden başka bir göreve atanma, tayin.
- Yazı veya resmin aynısını başka bir şeyin üzerine yapma, kopya etme.
- Anlatan, hikâye eden.
- İletken.
- Başka dilden bir eseri kendi diline çevirme, tercüme etme.
- Bk. iletici
- Bk. taşınma
- Bk. iletken
- Geçirme, geçirim. ~ taahhüdü: geçirim söz vermesi.
- Vazgeçen, cayan, dönen.
- Moving sth from one place to another place.
- Movement to.
- Transferring sb to a new post.
- Transcribing.
- Copying.
- Translating.
- Telling.
- Recounting.
- Transplanting.
- Conductor.
- Cable condu.
- Transport, move, transfer, conveyance, devolution, removal, transference, transfusion.
- Transport.
- Move.
- Transfer.
- Conveyance.
- Devolution.
- Removal.
- Transference.
- Transfusion.
- Commentary.
- Transplantation.
- Transportation.
- Narration.
- Transporting.
- Transferring.
- Conveying.
iletici
- İletme özelliği olan şey.
- Beyinden kas ve örgenlere komut götüren sinirler.
- Conductive.
nakil boru hattı
- Conduit.
nakil borusu
- Conduit pipe.