mukaddem ne demek?
Kökeni: Arapça
- Arap gölge oyununu oynatan törencibaşı; aynı zamanda bu gölge oyununun baş kişisi.
- Zaman ve mekan cihetiyle daha evvel olan.
- Önde olan, önde giden.
- Sunulan, takdim edilen.
- Önce gelen, önceki.
- Değerli, üstün.
- Öncül.
- Bk. öncel
- Bk. öncül
- Bk. önbileşen
- Antecedent.
öncel
- Bir görevde, meslekte kendinden önce yerini tutmuş olan kimse, selef, ardıl karşıtı.
- Bizden önce yaşamış olanlar.
- Sonucun çıkarıldığı önerme veya önermeler.
- (Lat. antecedens = önde giden) : (Mantıkta) Sonucun çıkarıldığı önerme ya da önermeler. (Ör. tasımda: büyük ve küçük önerme.) // Her içermede içeren terimönceldir, içerilmiş olan -> ardıldır. Varsayımsal bir yargıda koşulu bildiren önermeye (A doğru ise)öncel, koşullanmış önermeye de (B de doğrudur) ardıl denir. bk. ardıl
- Predecessor.
- Premise of a syllogism.
- Antecedent.
- Antécédent
- Antecedens
mukaddem istifade
- Bk. ön yararlanma
mukaddem millı tescil
- Bk. önceki ulusal kütüğe yazım