muhit ne demek?
- Çevre, yöre, etraf.
Geniş enginlere, bitmez ufuklara alışan korsanı bu dar muhit sıkıyordu.
N. Hikmet - Bir kimsenin sürekli ilişkide bulunduğu insanlar topluluğu, çevre
Bir de şuuraltı dahi olsa, muhitin onu göçüp giden, sönen bir insan telakki ettiğini hissetmiştim.
H. E. AdıvarBüyük bir sevinç içinde olan Mevlâna, artık onu muhitine bağlayabilmek için bir çare düşünmüştü.
A. H. Çelebi - Bk. çevrel uzunluk
- Bk. çevre
- İhata eden. Etrafını kuşatan, çeviren.
- Milieu.
- Periphery.
- Environment.
- Surroundings çevre.
- Yöre.
- Circle.
- Milieu çevre.
- Circle of friends and associates.
- Circle of friends.
- Friends and surroundings.
- Setting.
- Encircling.
- Circumference.
- Contour.
- Compass.
- Ambient.
- Perimeter.
- Limb.
- Ambit.
- Area.
- Atmosphere.
- Connect.
çevrel uzunluk
- Bir kapalı eğrinin uzunluğu.
- Perimeter.
- Périmètre
- Perimetros
muhit edinmek
- Ilişkili olduğu, tanışık olduğu kimselerin sayısını çoğaltmak.
muhit i daire
- Bk. çember