muazzam ne demek?
- Çok büyük, çok iri, koskoca, koskocaman
Muazzam, biraz da esrarlı, karanlık, eski bir konaktaydı.
H. E. Adıvar - Alışılmışın sınırlarını aşan.
- Güçlü, önemli
Fakat muazzam hakikatlere karşı göz yumanlardan değilim.
A. Gündüz - Kocaman, çok büyük.
- Ulu.
- Güçlü; önemli.
- Büyük, iri, cesim, mükerrem, mübeccel, koskoca.
- Colossal.
- Monumental.
- Prodigious.
- Royal.
- Untold.
- Enormous.
- Tremendous.
- Prodigous.
- Strong.
- Important.
- Mighty.
- Great.
- Huge and imposing.
- Astounding.
- Maginificent.
- Gigantic.
- Lofty.
- Large.
- Large-scale.
- Grand.
- Huge.
- Massive.
- Titanic.
- Stupendous.
muazzam şey
- Beaut
muazzamat
- Büyük ve ağır işler. Muazzam şeyler. (Osmanlıca'da yazılışı: muazzamât)