mozaik ne demek?
- Türlü renklerde, küçük küp biçiminde mermer, taş veya pişmiş toprak parçalarının yan yana getirilmesiyle yapılan resim ve bezeme işi.
- Bu iş için kullanılan mermer parçaları.
- Tatlı bisküvi parçalarıyla yapılan kakaolu pasta.
- İnce kum, çimento ve küçük mermer parçalarından oluşan karışımla döşeme sıvası.
- Bu sıvayla yapılan (döşeme, merdiven vb.).
- Değişik dillere ve kültürlere sahip insan topluluğu
Adları bize kadar gelenlerin bünyelerine dikkat edilirse gerçekten acayip bir mozaik elde edilir.
A. H. Tanpınar - Görüntünün, üzerine düşürüldüğü ve tarandığı, bir yüzü gümüşlü, görüntüyü alan öbür yüzü ışıkgözü gibi çalışan sayısız maden parçacıklarından oluşmuş ince mika.
- Virüslerin yol açtığı yaprakların üzerinde benek şeklinde lekelerin oluştuğu bir bitki hastalığı.
- Mosaic (electrode), light-sensitive mosaic.
- Mosaic.
- Inlay.
- Mosaic disease.
- Granolith.
- Inlaid.
- Granolithic.
- Mosaik(-Elektrode)
- Mosaïque (photoélectrique, photosensible)
- Mosaïque
mozaik dişler
- Pavement teeth
mozaik döşeme
- Mozaik karışımı yapılan yer döşemesi.
- Tessellation.