mouthful ne demek?
- Ağız dolusu, ağzın alabildiği miktar, lokma
- Az miktar
- Telaffuzu güç kelime
- Söylemesi zor kelime
mouth
- Giriş yeri
- Ağız
- Tane tane söylemek, geme alıştırmak, dudak bükmek
- Kelimeleri çiğneyerek konuşmak
- Hatiplik taslamak
- Geme alıştırmak(atı)
- Ağız, akarsuyun denize/göle döküldüğü yer.
- Ağız gibi şey
- Haliç, boğaz
- Surat buruşturma
mouth cavity
- Ağız boşluğu