mevsimsiz ne demek?
- Zamanı iyi seçilmemiş, uygun zamanı gelmeden olan veya yapılan
Bunlar kendi aralarında mevsimsiz bir mevki paylaşması kavgasına girmiş görünüyorlardı.
Y. K. Karaosmanoğlu - Göğüs kafesini oluşturan, arkadan omurgaya, önden de göğüs kemiğine eklenen uzun, yassı ve eğri kemiklerden her biri, kaburga.
- Maden, tahta vb.nin pürüzlerini düzeltmek için kullanılan, üzeri pürtüklü, sert, ensiz, çelik araç.
Premature.
Untimely.
Ill-timed.
At the wrong time.
Prematurely.
Too early.
Ill- timed.
Inopportune.
Out of season.
Unseasonable.
mevsimsizlik
Unseasonableness
mevsimsel
- Mevsimlik.