menzil ne demek?
- Yolculukta dinlenmek amacıyla durulan yer, konak
Tanrı yardımcı olsun gayri yolda kalana / Biz menzile vararak atları çektik hana.
F. N. Çamlıbel - İki konak arasındaki uzaklık.
- Bir günlük yol.
- Bir merminin ulaşabildiği uzaklık, erim.
- Ordunun cephe gerisi işlerinin bütünü
Ne yedi ne içti, bir menzil subayının bütün gayreti ile çalıştı.
F. R. Atay - At değiştirmek veya konaklamak için kervanların ve posta tatarlarının indikleri bina veya han.
- Ok atma yarışlarında erişilen mesafe
Sonra yine menzil ölçülmüş, yeni bir rekor kırdığı anlaşılmıştır.
S. Birsel - At değiştirmek ya da konaklamak üzere kervanların ve posta tatarlarının indikleri bina, han.
- Erim: topmenzili, okmenzili.
- Bir günlük yürüyüş (ortalama sekiz saat) ile alınabilen yol uzunluğu, iki konak arası yol: Ankara-Eskişehir arası 6menzildir.
- Bk. gidim
- Namlu yere 45 derece açı yapacak şekilde, azami barut hakkı ile yapılan atışta mermi çekirdeğinin gidebileceği en uzak mesafe.
- Bk. ulaşı
- İnilen yer. Konulacak yer.
Halting place.
Range.
Shot.
Stage.
Carry.
Compass.
Gunshot.
Reach.
Rifle range.
Rifle shot.
Day's journey.
Army transport corps.
Post.
Overnight stopping place.
Shooting range.
Camp.
Distance.
Traject.
Radius.
Dwelling.
gidim
- Bir merminin ya da öğeciksel parçacığın bir özdek içinde ulaşabildiği uzaklak.
- Bir merminin ya da öğeciksel parçacığın bir özdek içinde ulaşabildiği uzaklak.
Range.
Reichweite
Distance de pénétration, parcours
menzil arabası
Stagecoach.
menzil atları
- Posta tatarlarının yorulmuş atlarının yerini almak üzere, menzillerde bekletilen yedek atlar.