memnun ne demek?
Kökeni: Arapça
- Herhangi bir olaydan veya durumdan ötürü sevinç duyan, kıvançlı, mutlu.
Halk, oyunun bittiğini anlayarak memnun, sessizce tiyatroyu boşalttılar.
M. Ş. Esendal - Sevinmiş, sevinçli. razı hoşnut.
- Minnet altında bulunan.
- Ölçülü ve hesaplı olan.
- Çok muteber olan şey.
- Razı olan, kabul eden.
- İyiliğe nail kılınmış.
- Çok beğenilen.
- Sevimli, sevinçli.
Glad.
Pleased.
Happy.
Content.
Grateful.
Satisfied.
Delighted.
Chuffed.
Gladsome.
Gratified.
Rejoiced at.
Contented.
Elated.
Thankful.
memnun edeme
Fail to satisfy
memnun edememek
Dissatisfy.