mean ne demek?
- Anlamına gelmek.
Does that mean she will be late? / Yani geç mi gelecek?
- Ifade etmek, mana vermek, kastetmek, demek istemek
What do you mean? / Ne demek istiyorsun yani?
- Niyet etmek, kurmak, düşünmek
- Kastetmek.
- Mekan, menzil. (Osmanlıca'da yazılışı: meân)
- Demek
- Orta, vasat
- Vasati, ortalama
- Iki şeyin ortası, vasat, orta
- Niyet etmek, kastetmek, demek istemek, demek olmak, anlamına gelmek, demeye gelmek, ifade etmek, tasarlamak
- Adi, aşağı, değersiz
- Rezil, alçak, bayağı
- Cimri, pinti
- Kılıksız
- Yoksul
- Huysuz
- Dili utangaç
- Keyifsiz
- Kötü huylu, ahlâksız, tehlikeli
- Zor, güç
- For (sözü) (birine) yöneltmek
Did you mean that for me? / O sözü bana mı yönelttin?
- B.D., (argo) şahane, nefis
mean activity
- Ortalama etkinlik
mean annual range
- Yıllık ortalama sıcaklık ayrımı