maun suresi ne demek?
- Kur'an-I Kerim'in 107. Suresidir. "Eraeyte Suresi" de denir. (Osmanlıca'da yazılışı: mâun suresi)
maun familyasi
- Mahogany family
maun
- Zekat.
- Tespih ağacıgillerden, Hindistan ve Honduras'ta yetişen büyük bir orman ağacı, akaju (Swietenia mahagoni).
- Bu ağacın parlak kırmızımtırak renkte, sert ve iyi cilalanan kerestesi.
- Bu keresteden yapılan.
- Tespih ağacıgillerden, kerestesi gitarda gövde, kapak ve sap bölümlerinde kullanılan tonu tok ve bas karakterli orta ağırlıkta bir ağaç.
- İçodunu kırmızı kahverengi, dışodunu beyaz sarı renkte, hava kurusunun özgül ağırlığı 0,50-0,75 gr/cm3 olan değerli bir mobilya ağacı.
- Bk. maun
- Kur'an-ı Kerim'in 107. suresi.
- Eve lazım şeyler, ev eşyası.
- Mahogany.
sure
- Kur'an'ın yüz on dört bölümünden her biri
- kur’an ’ın yüz on dört bölümünden her biri.
- Kur'an-I Kerim'in 114 bölümünden her biri.
- Sura.
- In a sure manner; safely; certainly.
- Certainly knowing and believing; confident beyond doubt; implicity trusting; unquestioning; positive.
- Physically secure or dependable; 'a sure footing'; 'was on sure ground' certain not to fail; 'a sure hand on the throttle' infallible or unfailing; 'a sure sign of one's commitment' worthy of trust or confidence; 'a sure friend'.
- Certain to find or retain; as, to be sure of game; to be sure of success; to be sure of life or health.
- Definitely or positively ; 'the results are surely encouraging'; 'she certainly is a hard worker'; 'it's going to be a good day for sure'; 'they are coming, for certain'; 'they thought he had been killed sure enough'; 'he'll win sure as shooting'; 'they sure smell good'; 'sure he'll come'.
- Fit or worthy to be depended on; certain not to fail or disappoint expectation; unfailing; strong; permanent; enduring.