mağaza ne demek?
Kökeni: Fransızca (magasin)
- Büyük dükkân
O yandaki duvarın dış yüzünde, demir kepenkleri bulunan birkaç mağaza da vardı.
Adalet Ağaoğlu - Eşya ve azık deposu.
- Store.
- Shop.
- Emporium.
- Shebang.
- Stand.
- Large store.
- Warehouse.
- Storeroom.
- Stores.
- Magazine.
- Stock room.
- Depot.
- Warehouse room.
- Multiple store.
- Establishment.
büyük
- Bkz. makro, hipertrofik
- Boyutları, benzerlerinden daha fazla olan (somut nesne), küçük karşıtı
- Çok, ortalamayı aşan (soyut kavram)
- Niceliği çok olan
- Üstün niteliği olan
- Yetişkin, belli bir yaşa gelmiş
- Önemli
- Alman mastı.
- Large.
- Wide.
mağaza güvenlik görevlisi
- Spotter.
mağaza hırsızı
- Shoplifter.