mürekkep ne demek?
- Yazı yazmak, desen çizmek veya basmak için kullanılan, türlü renklerde sıvı madde
Delikanlının elinden yere kocaman bir mürekkep şişesi düşüp patladı.
R. N. Güntekin - Birleşmiş, birleşik.
- -den oluşmuş, -den olma
Emri altında altışar kişiden mürekkep iki kıta vardı.
R. H. Karay - Bk. birleşik
- Bk. birleşke
- Consisted of compound.
- Compound.
- Composed of.
- Made up of.
- Artists'medium.
birleşik
- Bir araya gelmiş, birleşmiş olan, müttehit.
- Çeşitli öğelerin belirli oranlarda birleşmesiyle oluşmuş (özdek).
- Çeşitli öğelerin belirli oranlarda birleşmesiyle oluşmuş (özdek).
- United.
- Joint.
- Connected.
- Conjoint.
- Combined.
- Adjunctive.
- Confederate.
mürekkep akıtmak
- Splutter, sputter.
mürekkep balığı
- Kafadan bacaklılardan, ılıman ve sıcak denizlerde yaşayan, eti yenen, kendini korumak için siyah renkli bir sıvı salarak suyu bulandıran bir yumuşakça, supya (Sepia officinalis).
- Kafadan ayaklılar (Cephalopoda) sınıfından, 20 cm kadar uzunlukta, söbe biçiminde vücutlu, 8 kollu ve 2 uzun dokunaçlı olan, denizlerde yaşayan bir yumuşakça türü.
- Kafadan ayaklılar (Cephalopoda) sınıfından, 20 cm kadar uzunlukta olabilen, oval vücutlu ve 8 kollu, 2 uzun dokunacı olan ve denizlerde yaşayan bir yumuşakça türü.
- Squid.
- Sèche officinale
- Sepia officinalis