mümessil ne demek?
- Temsilci
Her sandala böyle bütün devrin mümessili bir hanımefendi oturtulmuş gibi...
A. Ş. HisarO, yalnız devrinin değil, bütün asırlar boyunca Türk edebiyatının en kuvvetli mümessillerinden biri olmuştur.
A. H. Çelebi - Temsilci; başkası adına davranan, başkası adına davranıcı; özdeyen, özdeyici.
- Bk. temsilci
- Bk. oyuncu
- Vekalet eden. Bir şahsı bir topluluğu veya şahs-ı maneviyi temsil eden.
- Agent.
- Attorney.
- Student who acts as a monitor.
- Prefect.
- Commission agent.
- Delegate.
- Representative.
temsilci
- Hak ve görev bakımından birinin veya bir topluluğun adına davranan kimse, mümessil.
- Benzerlerine örnek olan kimse veya şey
- Aracı olarak başkasına mal satmakla görevlendirilen ve çoğunlukla yasal çalışma yeri ve elinde malı olmayan kimse.
- Aracı olarak başkasına mal satmakla görevlendirilen kişi veya işletme.
- Bk. mümessil.
- Representative.
- Agent.
- Spokesman.
- Ambassador.
- Commissionaire.
temsilci
- Hak ve görev bakımından birinin veya bir topluluğun adına davranan kimse, mümessil.
- Benzerlerine örnek olan kimse veya şey
- Aracı olarak başkasına mal satmakla görevlendirilen ve çoğunlukla yasal çalışma yeri ve elinde malı olmayan kimse.
- Aracı olarak başkasına mal satmakla görevlendirilen kişi veya işletme.
- Bk. mümessil.
- Representative.
- Agent.
- Spokesman.
- Ambassador.
- Commissionaire.
mümessil işçi
- Bk. uzlaştırıcı işçi
mümessili leh
- Kendisi hakkında, lehinde mümessillik yapılmış, vekalet edilmiş. Lehinde temsil edilmiş. (Osmanlıca'da yazılışı: mümessil-i leh)