lup ne demek?
- Bir tür büyüteç
Sol gözüne lupunu iliştirmiş, beyaz taş yüzüğü, bir türlü elinden bırakamıyordu.
C. Uçuk - Büyüteç
- Bk. iz inceleme merceği.
- Bk. dolam
- Loop.
- Lay up point.
- Late Upper Palaeolithic.
- Lying Up Position.
- Magnifying glass.
- Reading glass.
bir
- Sayıların ilki.
- Bu sayıyı gösteren 1, I rakamlarının adı.
- Bu sayı kadar olan.
- Herhangi bir varlığı belirsiz olarak gösteren (sayı).
- Tek.
- Beraber.
- Eş, aynı, bir boyda.
- Ortaklaşa olan, birleşik, müşterek.
- Kuyu. (Osmanlıca'da yazılışı: bi'r)
- Yıldırım. Bulutdan buluta veya bulutdan yere elektrik boşanması.
dolam
- Bir kez dolanacak miktarda olan.
- Dolama işinin her defası.
- 1-Bir çarpım işlemi altında kapalı öğeler kümesi. 2- Öğecikleri, çevrimsel olarak dizilmiş özdeciğin geometrik biçimi.
- Göstericide görüntü ya da sesin art arda birçok kez izlenebilmesini sağlamak amacıyla, bir film parçasının iki ucunun birbirine yapıştırılmasından oluşan çember.
- Ring.
- Buckle (in film), loop, sound and picture loop.
- Filmschleife, Schleife
- Noyou
- Boucle, film (en) boucle
lup testi
- Bağırsak bağlama deneyi.
- Loop test.
lupa
- Yengeç cinsi