loud but empty talk ne demek?
- Zart zurt
loud
- Yüksek, gürültülü, parlak, kaba
- Yüksek (ses)
- Gürültülü, patırtılı
- Mübalağacı
- Çok parlak (renk)
- Kaba, inceliği olmayan
- Yüksek sesle, gürültü ile
loud cry
- Çığlık
but
- İnsan vücudunun kalça ile diz arasındaki bölümü.
- Hayvanların, arka bacaklarının gövdeye bitişik olan dolgun, etli bölümü
- Kalça ekleminden, ayak bileğine kadar uzanan bölgenin kemikli et parçası.
- Hind leg, round.
- Buttock.
- Croup, croupe.
- Gigot.
- Except with; unless with; without.
- Rump.
- Except; besides; save.
empty
- Boş
- Yoksun, mahrum
- Dili aç
- Önemsiz, değersiz, anlamsız, yararsız, nafile, beyhude
- Verimsiz, meyvasız, semeresiz
- Bilgisiz, kof
- Boş olan herhangi bir sey
- Boşaltmak, tahliye etmek
- Akıtmak, dökmek
- Boşalmak, dökülmek.