lock ne demek?
- Kilit
- Kilitlemek
- Silâh çakmağı
- Kilitleme
- Güreşte birkaç çeşit yakalama usulü
- Kilitli şey
- Yokuşu inerken tekerleği tutan zincir
- Kanal içinde gemileri bir yüzeyden diğerine yükseltmek veya alçaltmak için kullanılan havuz
- Kapamak
- Kilitleyip tutturmak
- Birbirine geçmek, kenetlenmek (kol)
- Saç lülesi
- Kanal havuzuna sokmak (gemi)
- Kapatmak, bağlamak (para)
- Kilitlenmek, kapanmak
- Kanal havuzunda yukarı veya aşağı gitmek
- Hapsetmek
kilit
- Anahtar, düğme gibi takılıp çıkarılabilen bir parça yardımıyla çalışan kapatma aleti
- Bir yanı değirmi, öbür yanına demir çubuk geçirilmiş olan yarım halka.
- Atların alnından alt çenesine uzanan beyazlık.
- Mobilya ve yapıda hareketli elemanları kapamaya yarayan madensel gereç.
- Bk. kilit
- Lock.
- Fastener.
- Padlock.
- Shackle.
- Clevis.
lock away
- Kilitleyip kaldırmak
lock bolt
- Kilit sürgüsü