liyakat ne demek?
- Bir kimsenin, kendisine iş verilmeye uygunluk, yaraşırlık durumu, değim
Liyakat ve namusa dayanan zenginliğe düşman değilim.
M. Kaplan - Yeterlilik, kifayet
Her birimiz kendi liyakatimize göre, üzerimize bir vazife almalıyız.
Y. K. Karaosmanoğlu - İktidar, güç; erdem.
- Layık olan,değerlilik, yararlılık
- Hüner, fazilet.
Merit.
Suitability.
Capacity.
Competence.
Deservingness.
Worthiness.
Capability.
Desert.
Mark.
Qualification.
liyakat göstermek
- Başarmak.
Seinen Mann stehen.
liyakat nişanı
- Bir ülkeyi bilim, sanat, edebiyat alanında üstün başarılardan dolayı tanıtan kişilere verilen altın kaplama sembol.
- Yararlılık nişanı.
Order of merit