linguistic frontier ne demek?

  1. Dil sınırı

dil

  1. Ağız boşluğunda, tatmaya, yutkunmaya, sesleri boğumlamaya yarayan etli, uzun, hareketli organ, tat alma organı
  2. İnsanların düşündüklerini ve duyduklarını bildirmek için kelimelerle veya işaretlerle yaptıkları anlaşma, lisan, zeban
  3. Bir çağa, bir gruba, bir yazara özgü söz dağarcığı ve söz dizimi
  4. Belli durumlara, mesleklere, konulara özgü dil.
  5. Birçok aletin uzun, yassı ve çoğu hareketli bölümleri.
  6. Büyükbaş hayvanların haşlanıp pişirildikten sonra yenebilen dili
  7. Ayakkabı bağlarının ayağı rahatsız etmemesini sağlayan ve bağ altına rastlayan saya parçası.
  8. Düşünce ve duyguları bildirmeye yarayan herhangi bir anlatım aracı.
  9. Gönül, yürek.
  10. Ağız boşluğunda bulunan, çizgili kaslardan oluşmuş, lokmanın biçimlenmesinde, yutma, tat alma ve konuşmanın biçimlenmesinde görev alan çok hareketli bir organ, glossa, lingua.

linguistic

  1. Dilbilimsel, dilbilim ile ilgili, dile ait

linguistic atlas

  1. Dil atlasi

frontier

  1. Hudut bölgesi
  2. Hudut, sınır
  3. Yerleşilmemiş bölge
  4. İlimde keşif sahası
  5. Boş bölge

Türetilmiş Kelimeler (bis)

linguisticlinguistic atlaslinguistic communicationlinguistic consciencelinguistic contextlinguistic entitieslinguistic geographylinguistic processlinguistic relationlinguistic scientistlinguistlinguiformlinguinelinguinifrontierfrontier customs officefrontier filmfrontier postfrontier tradefrontiersmanfrontierswomanfrontfront axlefront benchfront bencherfront brakefrondfrondefrondedfrondosusfrondozus
Yorumunuzu ve bilginizi paylaşın