levanti ne demek?
- Bir rüzgâr türü
Kışın sırtındaki paltoyu artık ne dıramudana ne de levanti rüzgârı uçurabiliyordu.
S. F. Abasıyanık
bir
- Sayıların ilki.
- Bu sayıyı gösteren 1, I rakamlarının adı.
- Bu sayı kadar olan.
- Herhangi bir varlığı belirsiz olarak gösteren (sayı).
- Tek.
- Beraber.
- Eş, aynı, bir boyda.
- Ortaklaşa olan, birleşik, müşterek.
- Kuyu. (Osmanlıca'da yazılışı: bi'r)
- Yıldırım. Bulutdan buluta veya bulutdan yere elektrik boşanması.
levantin
- Levanten
levantine
- Avrupa asıllı yakındoğulu, Levanten, tatlısu frengi
- Yakın Doğu'ya ait
- Yakın Doğu'da ticaret yapan
- I Yakın Doğulu kimse, bilhassa anası veya babası Avrupalı olan kimse, Levanten
- Bir çeşit ipekli kalın kumaş.