letafet ne demek?
Kökeni: Farsça
- Güzellik, hoşluk.
Evet, bu kadının tebessümünde başka letafet var...
A. Rasim - Yumuşaklık.
- İncelik.
Bu ne letafet, bu ne güzellik ya Rabbi, diye mırıldandı.
Ö. Seyfettin - Nezaket.
- Latiflik.
- Charm.
- Delicacy.
- Fineness.
- Amenity.
- Grace.
letac
- Vahşi sığır, yabani sığır.
letaif
- Latif duygular. (İman yalnız ilim ile değil, imanda çok letaifin hisseleri var. Nasıl ki; bir yemek muhtelif asaba, muhtelif bir surette inkisam edip tevzi olunuyor. İlim ile gelen mesail-i imaniye dahi akıl midesine girdikten sonra, derecata göre ruh, kalb, sır, nefis ve hakeza.. letaif kendine göre birer hisse alır, masseder. Eğer onların hissesi olmazsa, noksandır. M.)