lazım ne demek?
- Gerek, gerekli
Yaratıcı hamleler yapmak isteyen bir millet için mutlaka bir şeye inanmak lazım.
O. S. Orhon - Bkz. neseser, lüzumlu
- Bk. geçişsiz eylem
- Tıbbi bir birleşik için gerekli olan
- Gerekli şey, gerekçe
- Lüzumlu, gerekli. (Osmanlıca'da yazılışı: lâzım)
- Bir şeyin temeli veya özü
Requisite.
Needed.
Required.
Wanted.
Needful.
Necessary.
Required gerek.
Gerekli.
lazım fiil
- Failin zatında kalan fiil. (Geldi, gitti, güldü gibi) (Osmanlıca'da yazılışı: lâzım fiil (fiil-i lâzım))
lazım olan şey
Necessary.