late ne demek?
- Geç
- Gecikmiş
- Geç kalan, son, geçen, eski
- Alın, cebhe. (Osmanlıca'da yazılışı: lat'e)
- Geç, muayyen zamandan sonra
- Son zamanlarda
- Gecikmiş, geri kalmış
- Sabık, geçmiş: son zamanlarda, geçenlerde
- Merhum, müteveffa
- Rahmetli
geç
- Belirli zamandan sonra olan.
- Kararlaştırılan, beklenen veya alışılan zamandan sonra, erken karşıtı
- Bkz. tardif
- kulak asma, önem verme! anlamında kullanılan bir söz: Biz ev yaptırdık ama sen bize bakma; bizim paramız vardı. Geç efendim geç; bu işler sizin gibilerin harcı değil. -N. Kurşunlu.
- Late.
- Backward.
- Slow.
- Tardy.
- Behind.
- Behindhand.
late arrival
- Tehir
late at night
- Gecenin geç saatinde, gece yarısı, gecenin ilerleyen saatlerinde