landholder ne demek?
- Arazi sahibi
- Emlâk sahibi.
- Toprak sahibi, mülk sahibi
arazi
- Yeryüzü parçası, yerey, yer, toprak
- Bk. ilineksel
- Bk. kırsal toprak
- (Arz. C.) Yerler. Ekilen toprak. Ekilen yerler. (Osmanlıca'da yazılışı: arâzi)
- Arızi, tesadüfi, rastgele. (Osmanlıca'da yazılışı: a'razi)
- All-ter'rain.
- Land.
- Territory.
- Estate.
- Landed property.
landholding
- Arsa sahibi
- Toprak sahipliği, arazi sahipliği, mal sahipliği
land
- Sokmak, çakmak, vurmak
- Yenmek, kazanmak
- Karaya çıkarmak
- Tutup karaya getirmek (balık)
- Durdurmak, yere indirmek
- İsabet ettirmek, indirmek
- Elde etmek, kazanmak
- Karaya çıkmak, durmak, yere inmek
- Isabet etmek, düşmek
- Kara, arz