kuyruk ne demek?
- Hayvanların çoğunda, gövdenin art yanında bulunan, omurganın uzantısı olan uzun ve esnek organ.
- Kuşlarda gövdenin art yanında bulunan tüy demeti.
- Koyunun bazı türlerinde eritilerek yağı alınan bir uzantısı.
- Başın arkasına toplanmış saç demeti.
- Bir harfin bitiş çizgisine yakın yerde, birden bir dönüş yapan kısa çizgi.
- Bazı şeylerde kuyruğa benzeyen uzantı veya baş tarafın aksi yönünde kalan bölüm.
- İnsanların sıra beklemek için, art arda durarak oluşturduğu dizi
Çoğu yirmi yaş civarında, sürü sepet öğrenci genç, kuyruğa girmiş, sırasını bekliyor.
A. İlhan - Birisinin arkasına takılıp hiç ayrılmayan kimse.
- Kauda.
- Together.
- Scut.
- Brush.
- Breech.
- Tail fin.
- Caudal.
- Tail.
- Line.
- Queue.
- Column.
- File.
- Trail.
- Follower.
- Shadow.
- Train.
- Rear end.
- Tail end.
- Queuing line.
- Cauda.
kuyruk acısı
- Hınç, alınacak öç.
- Rancour.
- Spite.
- Malice.
- Grudge.
- Desire for vegenance.
kuyruk alt sinir ağı
- Kuyruk sinirlerinin, kuyruk omurlarının processus transversus'larının alt tarafında oluşturdukları sinir ağı, pleksus kaudalis ventralis.
- Kuyruk sinirlerinin, kuyruk omurlarının proc. transversus'larının alt tarafında oluşturdukları sinir ağı, pleksus kaudalis ventralis.Dgr.: anat. plexus caudalis ventralis
- Plexus caudalis ventralis