kurtulmak ne demek?
- Tehlikeli veya kötü bir durumu atlatmak
Beni musluğa götüren namuslu polisler kurtulduğumu görünce sevindiler.
A. Gündüz - İstenmeyen, sıkıntı veren, hoşlanılmayan bir kimseden, bir yerden, bir durumdan uzaklaşmak
- Bir şey bulunduğu veya bağlı olduğu yerden ayrılmak
- Bağını koparıp kaçmak.
- Doğurmak.
- Make a bonfire of.
- Get clear of.
- Break oneself of a habit.
- Be saved.
- Be freed.
- Get out of.
- Get away.
- Smooth away.
- Shake off.
- Break away.
- Break loose.
- Defecate.
- Discard.
- Disengage.
- Dispose of.
- Ditch.
- Elude.
- Evade.
- Extricate oneself.
- Escape.
- Free onese.
- Avoid.
- Cheat.
- Liquidate.
- To be rescued.
- To be saved.
- To escape.
- To get rid of sb/sth.
- To dispose of sb/sth.
- To elude.
- To dodge.
- To get off.
- To recover.
- To be finished.
- To give birth.
- To slip out of.
- To fall out of.
- To get loose.
- To break loose from a restraining rope.
- To be rid of.
- To break free from.
- Burst.
- Get out.
- Set aside.
- Survive.
- Win loose.
kurtulma
- Kurtulmak işi
- Escape.
- Disposal.
- Help.
- Riddance.
kurtulma çaresi
- Letout