kudret ne demek?
Kökeni: Arapça
- Güç, erk, erke, iktidar.
Muhtaç olduğun kudret damarlarındaki asil kanda mevcuttur.
Atatürk - Allah yapısı, yaratılış, insan eliyle yapılamayan şeyler.
- Yetenek.
Din adamları halk üzerinde büyük bir telkin kudretine sahiptirler.
M. Kaplan - Maddi güç, zenginlik.
- Allah'ın ezeli gücü.
- Kuvvet, takat, güç.
- Varlık, zenginlik.
- Allah’ın gücü.
Balınan yoğrulmuş o sırma saçlar / Kudretten çekilmiş karadır kaşlar
Halk türküsüBalınan yoğrulmuş o sırma saçlar / Kudretten çekilmiş karadır kaşlar
Halk türküsü - Tanrı yapısı.
- Ehliyet, kabiliyet.
- Güç. Takat.
- Güç, kuvvet.
- Force.
- Bk. erk
- Might.
- Bk. erke
- Power.
- Might güç.
- Erke.
- Ability yetenek.
- Wealth zenginlik.
- Strength.
- Capacity.
- Ability.
- The omnipotence.
- Hand.
- Oomph.
- Rat race.
erk
- Bir bireyin, bir toplumun, başka birey, küme veya toplumları egemenliği, baskısı ve denetimi altına alma, hürriyetlerine karışma ve onları belli biçimlerde davranmaya zorlama yetkisi veya yeteneği, iktidar.
- Sözü geçerlik, istediğini yaptırabilme gücü, nüfuz.
- Bir işi yapabilme gücü, kudret, iktidar.
- Çalışmada, her türlü üretimin yaratılmasında, ulaşımda sayılı bir dayanak olan, bir bölümü elektrik, akaryakıt, kömür vb.; bir bölümü de rüzgâr, su, güneş ısısı gibi kaynaklar ya da insan ve hayvandan sağlanan güçlerin tümü.
- Fiziksel güçten ayrı olarak düşünülen, bedensel, ruhsal, tinsel yönden biçimleyici ve etkileyici herhangi bir güç; yapabilme gücü.
- İstediğini yaptırabilme gücü, nüfuz.
- Bir işi yapabilme gücü, kudret.
- İçtenlik.
- Sevgi.
- Naz.
kudret emsali
- Bk. güç çarpanı
kudret hamamı
- Ilıca.