kucaklamak ne demek?
- Kollarla sarıp göğüs üzerine bastırmak
Onlar, daha fazlasını yaparak sessizce birbirlerini kucakladılar.
R. N. Güntekin - Kucağına almak, kucağında taşımak.
- İçine almak veya çepeçevre sarmak, kuşatmak
- Embrace.
- Give a hug.
- Clasp smb.
- In one's arms.
- Clasp.
- Embosom.
- Strain smb.
- To one's breast.
- Canoodle.
- Caress.
- Cuddle.
- Encircle.
- Enclasp.
- Enfold.
- Fold in one's arms.
- Give smb.
- Infold.
- Snuggle.
- To embrace.
- To cuddle.
- To hug.
- To clasp.
- To take in one's arms.
- To surround.
- Grapple.
kucaklama
- Kucaklamak işi.
- Cuddle.
- Embrace.
- Caress.
- Clasp.
kucaklamamak
- Form of kucaklamak) embrace, hug, give a hug, clasp smb.
- In one's arms, clasp, embosom, strain smb.
- To one's breast, canoodle, caress, cuddle, encircle, enclasp, enfold, fold in one's arms, give smb.
- Hug, infold, snuggle.
Yorumlar
kucak açmak = barındırmak, sığınılacak yer vermek