kuşkulanmak ne demek?
- Kuşku içinde bulunmak, kuşku duymak, şüphelenmek
Bu sükûttan kuşkulanan Mebrure, yarı beline kadar hastanın üstüne düşerek elini yakaladı.
P. Safa - Bkz. irite olmak, tedirgin olmak, huylanmak
- To get suspicious.
- Doubt.
- To smell a rat.
- Suspect.
kuşkulanma
- Kuşkulanmak işi.
- Inkling.
kuşkulanmamak
- (neg. form of kuşkulanmak) doubt, feel suspicious, suspect, be doubtful, disbelieve, fear, impugn, query, question, surmise.