kuşaklanmak ne demek?
- Kuşaklama işine konu olmak.
- Çepeçevre sarılmak
İstanbul, gecenin karanlığını bir cadde genişliğinde delip geçen bir ışık çemberiyle kuşaklanmıştı.
F. R. Atay (nesne almayan fiil).
kuşaklanma
- Kuşaklanmak durumu.
kuşaklama
- Kuşaklamak işi veya biçimi.
- Kuşak biçiminde.
- Bkz. herpes zoster, zona, shingles
- Ağaç yapıların duvarlarında alt ve üst kirişler arasını bağlayan payanda, direk ve çeliklerin tümü.
Bracing.
Strengthening or banding.
System of braces.
Joining.
Assemblage