kollamak ne demek?
- Olmasını, ortaya çıkmasını beklemek, gözetmek
Kocamı kıskanıyor, aradan atmak için vesileler kolluyormuş.
S. M. Alus - Göz önünde tutmak, gözlemek
- Korumak, gözetmek
- Watch.
- To watch.
- To search.
- To protect.
- To look after.
- To watch for.
- To look out for.
- To be on alert for.
- To scan.
- To observe carefully.
kollama
- Kollamak işi.
- Lookout.
kollamamak
- (neg. form of kollamak) watch, bide.