kenetlenmek ne demek?
- Kenetleme işine konu olmak.
- İki uzay aracı bir birine monte edilmek.
- Bir konuda aynı tutum ve davranışı göstermek.
- Birbiriyle dayanışma içine girmek.
- Sıkıca birbirinin üzerine kapanmak, birbirine geçerek bağlanmak
Anası onunla konuştu, öteki konuşmadı, çenesi kenetlenmiş ağzını açamıyordu.
Y. Kemal - To be clamped together.
- To clasp.
- To dock.
- To be clamped in place.
- To be firmly clasped together.
- To be locked.
- Lock.
- Interlock.
kenetlenme
- Kenetlenmek işi.
- Köpekte çiftleşme sırasında glans penisin aşırı genişlemesi sonucu ayrılmanın olmaması, çatallaşma, çatışma. Çiftleşmenin döllenmeyle sonuçlanması bakımından önemlidir.
- Tie tie.
kenetlenme istasyonu
- Docking station