kelep ne demek?
- Büyük iplik çilesi.
- Bağlam, demet.
büyük
- Bkz. makro, hipertrofik
- Boyutları, benzerlerinden daha fazla olan (somut nesne), küçük karşıtı
- Çok, ortalamayı aşan (soyut kavram)
- Niceliği çok olan
- Üstün niteliği olan
- Yetişkin, belli bir yaşa gelmiş
- Önemli
- Alman mastı.
- Large.
- Wide.
kelep kelep
- Sıra sıra.
kelepçe
- Tutukluların kaçmasını önlemek için bileklerine takılan, bir zincirle tutturulmuş demir halka
- Kablo, boru vb. şeyleri bir yere bağlı tutmak için kullanılan halka veya kelebek.
- Işıldakları borulara ya da ışık köprüsüne, panoları birbirine tutturmakta kullanılan halka.
- (Bak: Kelebçe)
- Handcuff.
- Bracelets.
- Handcuffs.
- Clamp.
- Darbies.
- Cleat.