keşfetmek ne demek?
- Var olduğu bilinmeyen bir şeyi bulmak
İki genç kadın, birbirlerini keşfeden iki yalnız çocuk gibi memnundular.
H. E. Adıvar - Discover.
- Explore.
- Find.
- Cipher out.
- Descry.
- Detect.
- Dig out.
- Hit off.
- Scout.
- Search out.
- Study out.
- Work out.
- Crack.
- Devise.
- Suss.
- To discover sth new.
- To find out.
- To detect.
- Dig out / out of.
- To make discovery.
- Dope out.
- To scent a job.
- Pry out.
- Tell.
- Unearth.
keşfetme
- Keşfetmek işi.
- Appraisement.
- Discovery.
- Exploring.
- Exposure.
- Guess.
- Espial.
keşfetme sihirbazı
- Bk. keşif sihirbazı