kazıme ne demek?
Kökeni: Arapça
- (C.: Kezayim) Yanında bir kuyu daha olup bundan ona, ondan buna su geçen kuyu.
- Osmanlıca'da yazılışı: kâzıme.
kazım
- Osmanlıca'da yazılışı: kâzım.
- Kinini yenen.
- Kazma işi.
- Öfkesini, hırsını yenebilen kimse.
- Hırsını dizginleyen.
- Öfkesini yenen, meydana vurmayan.
- Kemirici hayvan.
kazıma
- Kazımak işi.
- Vücutta boşluklar içinde bulunan yabancı cisimleri, hasta veya zararlı sayılan dokuları kazıyarak almak, kürtaj.
- Yapıştırılacak filmin üstündeki duyarkatı, kazıyıcı yardımıyla sıyırma.
- Curettage.
- Scrape, scraping.
- Scrape.
- Scraping.
- Engraving.
- Shaving.
- Curetting.