kaynaklanmak ne demek?
- Kaynak durumunu almak.
Gerçek yaşamdan kaynaklandıkları yorumlarla desteklense de bir türlü inandırıcılık kazanamıyorlardı.
T. Uyar - Emanate.
- Be based on.
- Originate.
- Start.
- Have it's source in.
- Take it's source from.
- Arise.
- Derive.
- Be derived from.
- Root in.
- Spring.
- Issue.
- To be welded.
- To arise from.
- To result from.
- To stem from.
- To originate.
kaynak
- Bir suyun çıktığı yer, kaynarca, pınar, memba, göz
- Bir şeyin çıktığı yer, menşe.
- Bir haberin çıktığı yer.
- Gelir, kazanç, sağlık vb.ni sağlayıcı öge
- Araştırma ve incelemede yararlanılan belge.
- İki metal veya yapay parçayı ısıl yolla birleştirme yöntemi, kaynaştırıp yapıştırma işi.
- Sırayı beklemeden başkalarının hakkını alarak mevcut sıranın ön taraflarına girme işi.
- Herhangi bir enerjinin oluşup çevreye yayıldığı yer.
- Yeraltı sularının kendiliğinden yeryüzüne çıktığı yer.
- Üretim-fayda yaratma etkinliğinde kullanılan her türlü unsur.
kaynaklanma
- Kaynaklanmak işi veya durumu.
- Origination.
kaynaklanmamak
- (neg. form of kaynaklanmak) be based on, originate, start, have it's source in, take it's source from, arise, derive, be derived from, root in, spring.