katmerli birleşik zaman ne demek?
- Yalın zamanlı bir fiille ek fiilin iki zamanının birlikte kullanılması: Gelir idiysem gibi.
- (Derleme., katmerli bileşik kip) Yalın zamanlı bir eylemle ekeylemin iki zamanının birlikte kullanılması: Gelir idiysem (gel-ir-di-y-se-m) , geliyor idiysem (gel-iyor-du-y-sam) , gelmiş idiysem (gel-miş-ti-y-sem) vb. Katmerli zamanın kullanılışı yaygın değildir.
Secondary compound tense.
Temps surcomposée
katmerli
- Arasına yağ ve kaymak sürülerek katlanmış yufka ekmeği.
- Katmeri olan, kat kat olan.
- Çok fazla olan, aşırı
In layers.
Double.
Multiplex.
katmerli badem
- Çiçekleri güzel bir tür süs çalısı.
birleşik
- Bir araya gelmiş, birleşmiş olan, müttehit.
- Çeşitli öğelerin belirli oranlarda birleşmesiyle oluşmuş (özdek).
- Çeşitli öğelerin belirli oranlarda birleşmesiyle oluşmuş (özdek).
United.
Joint.
Connected.
Conjoint.
Combined.
Adjunctive.
Confederate.
zaman
- Bir işin, bir oluşun içinde geçtiği, geçeceği veya geçmekte olduğu süre, vakit
- Bu sürenin belirli bir parçası, vakit
- Belirlenmiş olan an.
- Çağ, mevsim.
- Bir işe ayrılmış veya bir iş için alışılmış saatler.
- Dönem, devir
- Bir süre ile ilgili durum ve şartlar
- Güneş ve yıldızların öğlene göre açısal uzaklığına karşılık bir ölçü.
- Bk. çağ
- (Derleme.. fiillerde Zaman) Eylemlerin belirttikleri geçmiş zaman, şimdiki zaman, geniş zaman, gelecek zaman kavramı: Geldi, gelmiş, geliyor, gelir, gelecek, geldiydi, geliyormuş, hastaydı vb.
Türetilmiş Kelimeler (bis)
katmerlikatmerli bademkatmerli bileşik zamankatmerli çenekatmerli çoğulkatmerli ettirimlikatmerli fiilkatmerli halkatmerli harfkatmerli iyelikkatmerlemekatmerlemekkatmerlenmekkatmerleşmekatmerleşmekbirleşikbirleşik adbirleşik ailebirleşik alan kuramıbirleşik anahtarbirleşik anterlibirleşik bağlaçbirleşik bağlanımbirleşik baklembirleşik belirteçbirleşbirleşekbirleşenbirleşen hacimler yasasıbirlemebirlemekbirlenmebirlenmekbirler