kargıma ne demek?
- Kargımak işi, lanet.
- Pike, javelin, spear.
kargımak
- Birine, Tanrı'nın, insanların sevgi ve ilgisinden yoksun kalıp nefretlerine uğraması dileğinde bulunmak, ilenmek, lanet etmek, lanetlemek.
- To curse lanetlemek.
kargımak
- Birine, Tanrı'nın, insanların sevgi ve ilgisinden yoksun kalıp nefretlerine uğraması dileğinde bulunmak, ilenmek, lanet etmek, lanetlemek.
- To curse lanetlemek.
kargı
- Gövdesi 5-6 m yüksekliğe erişebilen çok yıllık bir bitki, kamış, saz (Arundo donax).
- Dalyanlarda büyük balıklar için kullanılan demir kanca.
- Silah olarak kullanılan, ucu sivri ve demirli uzun mızrak.
- Sivri metal bir uçla uzunluğu 3 metreden 6 metreye değişebilen ağır tahta bir saptan oluşan ilkel piyade silahı.
- Buğdaygiller (Gramineae, Poaceae) familyasından, çok yıllık, rizomlu, sulak ve bataklık alanlarda yetişen otsu bir bitki.
- Eskiden silah olarak kullanılan, ucu sivri demirli, ağaçtan yapılmış uzun sırık.
- Kamış, saz.
- Giant reed, reed.
- Pike.
- Javelin.