karalamak ne demek?
- Boya veya kalemle birtakım şekiller çizerek bir yeri kirletmek.
- Bir yazının üzerini çizerek onu geçersiz kılmak.
- Taslak olarak yazmak veya çizmek
Defteri elime alıp şu iki sayfalık yazıyı karaladıktan sonra kapının yavaşça gıcırdadığını işittim.
H. Z. Uşaklıgil - Hızlı ve acele olarak yazmak
- Leke sürmek, kötülük yüklemek, iftira etmek.
- Blacken.
- Scribble.
- Scratch.
- Scribble down.
- Scrabble.
- Draw.
- Bedaub.
- Besmear.
- Besmirch.
- Blemish.
- Blot out.
- Breathe upon.
- Calumniate.
- Chalk out.
- Dash.
- Dash down.
- Dash off.
- Denigrate.
- Doodle.
- Line through.
- Pollute.
- Rule smth.
- Scandalize.
- Score out.
- Libel.
- Scrawl.
- Slander.
- Smear.
- To scribble.
- To scrawl.
- To cross sth out.
- To cross sth off.
- To draft.
- To sketch out.
- To blacken.
- To slander.
- To slur.
- To smear.
- To deface sth with drawings or scribblings.
- To cross out sth written.
- Cross out.
- Scratch out.
karalama
- Karalamak işi.
- El alıştırmak için çok tekrarlanarak yazılan yazı.
- Üstünde düzeltmeler yapılan, temize çekilmemiş yazı taslağı, müsvedde
- Leke sürme, kötülük yükleme.
- Belgeyi oluşturan nesnelerden istenmeyen bölümünün üzerini örtmek, gizlemek için yazı aracıyla gelişi güzel tekrarlanarak oluşturulan çizgisel hareketler bütünü.
- Blackening.
- Rough copy.
- Scribble.
- Calumny.
- Defamation.
karalama bellegi
- Scratchpad memory