kangallamak ne demek?
- Kangal durumuna getirmek.
- To coil sth up.
kangal
- Bkz. ans, kıvrım
- Tel, kurşun boru gibi uzun ve bükülebilir şeylerin halka biçiminde sarılmasıyla yapılan bağ.
- Bu biçimde bükülmüş şeylerin her bir halkası
- Deve dikeni.
- Makaraya değil, göbekli ya da göbeksiz olarak kendi çevresinde sarılmış çeşitli çaptaki film tomarı.
- Tel ve şeritlerin, çembersel bir eksen çevresinde sarılarak aldıkları biçim.
- Roll.
- Coil.
- Hank.
- Skein.
kangallama
- Kangallamak işi.
- Tel ve şeritlerin, dolak biçimine sokulma işlemi.
- Coiling.
- Enroulement
kangallanma
- Kangallanmak işi.