kancalayan ne demek?
- Hooked by
hooked
- Kancalı, çengelli
- Bağlı, bağımlı
- Bağlanmış, kanca gibi
- Çengelli
- Çengel şeklinde
- Çalınmış
- Müptela, düşkün
- Evlenmiş, evli
kancalama
- Kancalamak işi.
kancalamak
- Kancayı bir şeye takmak.
- Kancayı atıp çekmek.
- Bir kimse veya şeyin üzerine bıktıracak kadar düşmek.
- To hook.
- To grapple.
- To pester.
- To pick on.
- Hook up.