kalkışmak ne demek?
- Yetenek, imkân ve gücü aşan bir işe girişmek.
- Girişmek, başlamak, yeltenmek
Bunu haber alınca zavallı intihara kalkışmış.
A. Gündüz - Attempt.
- Commit.
- Dare.
- To attempt.
- To try.
- To dare.
- To try to (do sth that is beyond one's power or outside one's authority.
kalkışma
- Kalkışmak işi.
- İsyan, ayaklanma, kıyam.
- Bir kimsenin, kafasında işlemeği kurduğu suçu, işlemeye girişmesi.
- Attempt.
- Tentative
kalkışmamak
- (neg. form of kalkışmak) attempt, have a stab at, dare, assay, embark, engage in, essay, set off.