kalıplı ne demek?
- Kalıplanmış olan.
- Düzgün, biçimli
Hüseyin Efendi, ütülü pantolonu, kalıplı fesi, yeni kravatı, temiz gömleği ve olgun konuşması ile sahiden efendiydi.
Y. Z. Ortaç - İri yapılı, heybetli.
kalıplı kıyafetli
- Gösterişli, bakımlı
Imposing out.
Well-dressed.
kalıplı mukavva kukla
- Tutkal, kağıt ve karton hamurundan yapılan kukla,
Molded paper.
Carton monté