kakmak ne demek?
- İtmek, vurmak.
- Kakma yapmak.
- Vurarak dar bir yere sokmak.
- Mount.
- To push.
- To prod.
- To drive in.
- To nail.
- To inlay.
- To give a push to.
- To tap sth in.
- Emboss.
kakma
- Kakmak işi.
- Ağaç üzerinde veya diğer ahşap malzemede, mobilyada, belirlenmiş desen ve çizimlere göre oyulmuş yuvalara gümüş, sedef vb. süs maddeleri kakılıp oturtularak yapılan (iş).
- Bazı perdeleri belirtmek ve aynı zamanda gitara hoş bir görünüm vermek için denizkulağı, sedef ya da plastikten yapılan ve klavyeye işlenen şekiller.
- (Süsleme) Tahta, taş ya da maden plakları oyup, oyulan yerlere sedef, altın, gümüş, fildişi ağaç ya da maden gibi gereç parçalarını yerleştirerek yapılan süsleme. Daha çok döşeme eşyalarına uygulanan bir çeşit mozaik.
- Ağaç ya da kaplamaya ince levha biçiminde renkli ağaç, sedef, fildişi, metal vb. gereçleri gömerek yapılan süsleme sanatı.
- Inlaid.
- Mounted.
- Embossment.
- Inlay.
- Push.
kakma aşı
- Tepesi düzgün biçimde kesilmiş ağacın bir kenarında açılan üçgen biçimindeki yarığa, ucu aynı şekilde yontulmuş kalemin yerleştirilip aşı bağı ile bağlanması ve aşı macunu ile örtülmesi biçiminde uygulanan bir kalem aşısı.